Gölbaşı İçin En Baştan Başlayalım

Rezerv alan ile ilgili kaleme aldığım yazıma oldukça olumlu ve olumsuz tepkiler aldım. İlçemizin kalkınmasına nasıl faydalı olabileceğimi tasarlarken, bunları yazıya dökmenin iyi olabileceğini düşündüm.

Gölbaşı İçin En Baştan Başlayalım

Rezerv alan ile ilgili kaleme aldığım yazıma oldukça olumlu ve olumsuz tepkiler aldım. İlçemizin kalkınmasına nasıl faydalı olabileceğimi tasarlarken, bunları yazıya dökmenin iyi olabileceğini düşündüm.

 

Tepkileri anlıyorum. İnsanı en çok emeği var kılar. Yıllarca emek sarfederek, zor süreçlerden geçip, iaşesinden artırarak ev parası ve iş yeri parası biriktirmek oldukça zordur. Bugün sağlam iş yeri ve evleri için itiraz eden dostlarımız davalarında elbette haklılar. Yalnız haklı olmak her zaman malesef sorunları çözmüyor.

 

İnsan konuştukça sorunları çözebilen bir varlık. Tam aksine konuşmayı bıraktıkça kör bir zihniyete teslim olmuş olur. Zihnin ışığı bilgidir. Bu zamanın en değerli şeyi de yine bilgidir. Bilgiye hakim olan her şeyi değiştirme kudretine de sahip olur.

 

Neden mi bunlardan bahsediyorum. Gölbaşı çarşısını inşa etmeye talip olan Emlak Konuttan şu bilgileri istiyoruz da ondan:

 

1- Bir kere en başta diyoruz ki şeffaf ve sürekli bir bilgilendirme yapılmalı

2- Adaletli bir dağılım düşünülmeli 

3- Maddi yükün hak sahiplerine daha net sunulması sağlanmalı

4- Mümkün olduğunca hak mağduriyetinin azaltılması planlanmalı

5- Sağlam binalarla ilgili çözüm arayışları ise yine konuşarak bulunmalı.

 

Hepimizin istediği şey, ilçemizin bir an önce toparlanması ve buna hep birlikte katkı sağlamaktır. "Siz bizim halimizden ne anlarsınız" diyerek, "ben hiç bir kararı tanımam" diyerek, "sağlam binamla / iş yerimle ilgili karar aldırmam" tavrıyla bu problemleri çözmemiz mümkün değildir. Bizler basın yayın organları olarak her konuda halkımızın düşüncelerine açığız. Bunu da duyurmakla mükellefiz. Fakat bir yandan da içinde bulunduğumuz toplum için uygun olan durumlarla ilgili düşüncelerimizi ifade etmekle de sorumluyuz.

Dün dönemin Bakanı Sayın Mehmet Özhaseki'nin sözleri üzerine ilçenin aşağısı kapatılsaydı, sağlam/sağlam olmayan ayırt edilmeksizin bütün binalar yıkılacaktı. Bilim Kurulunun onayıyla aşağı çarşı için verilen karar bugün bazı şeyleri daha rahat konuşmamız için de bir zemin hazırladı. Aksi halde şu an yeni Gölbaşı 'da dükkan ve ev yeri bakıyorduk.

 

Bir kazanım var önümüzde. Bir hak bu aynı zamanda. Şimdi en baştan başlayarak bu memleket için en iyisini bazen bizim için şer görünecek durumlarda da almamız gerekebilir. Nefsimize ağır gelen bu durumu kabul etmemek en doğal hakkımız. Fakat bir yerden de ilçenin, ilçede kiraların ve hayatın normale dönmesine katkı sağlayacağına inandığım Emlak Konut'un inşa sürecine de evet demeliyiz. Kat olarak uymayan, ama sağlam da olan binalarda tıraşlama, dış cephe kaplama vs yaparak, hak kayıpları minimize edilebilir. Evet derken bunları da talep edelim. O yüzden geçen yazıda hak sahipleri ve esnaf için temsilci heyeti oluşturma fikrimi yineliyorum. 

 

Her geçen gün bir kamu kurumunun kapatılmaya başlandığı, parsel parsel hazine arazilerinin tüketildiği, Kaymakamlık binası için bile ancak şehrin çıkışında faya çok yakın bir konumda yer bulunabildiği ilçemizde geleceği karartmayalım. 

 

Karar sizin, söz sizin, oysa gelecek hepimizin...