Kurugeçit Mahallesi-1

Merhaba sevgili okurlar, bugün sizlere güzel ilçemizin mahalleleri arasında Kurugeçit Mahallesi’ni anlatmaya çalışacağım.

Kurugeçit Mahallesi-1
Kurugeçit Mahallesi-1
Kurugeçit Mahallesi-1
Kurugeçit Mahallesi-1

Merhaba sevgili okurlar, bugün sizlere güzel ilçemizin mahalleleri arasında Kurugeçit Mahallesi’ni anlatmaya çalışacağım.

 Malumunuz ilçemizin yerleşim yerleri, içerisinde geçen demiryolu, kara yolu ve göl ile beşe bölünmüş durumda. Kurugeçit Mahallesini diğer mahallelerden ayıran demiryolu doğal sınır kabul edilmektedir. Mezarlık civarında bulunan evleri Gölbaşı’nın kuruluşundan öncesine dayanmaktadır. Gölbaşı’nın kent ile köy arasındaki ince çizgisini halen koruyabilen bir mahallesidir. Son yıllarda gölün karşısında yapılan birkaç apartman haricinde 2-3 katlı evleri genelde bahçeli ev şeklinde bulunmaktadır. Evlerin bahçesinde yörenin meyvelerinden olan hurma, erik, elma ağırlıklı olarak yetişmekle beraber her türlü meyve ağacı, kavak, söğüt, ve çınarlar ayrı bir güzellik katmaktadır. Ayrıca 100 haneye yakın evde büyükbaş, küçükbaş hayvanlarının yanı sıra tavuk, kaz ve ördek gibi kümes hayvanları yetiştirilmektedir. Mahalle sakinleri kendi ihtiyacı olan yeşillikler, sebze ve meyveyi yetiştirmenin yanında mevsiminde bu ürünlerin bazılarını Cumartesi Pazarında veya bireysel olarak satmaktadırlar. Bu konuda ilçe ekonomisine pek gözükmese de katkıları çoktur. Ayrıca birçok evin hemen yanında bulunan ahırlarda yetiştirilen hayvanların sütü ile taze yoğurt, peynir ve diğer süt ürünlerine günlük ve taze olarak ulaşabilme imkanı sağlamaktadır.  

Mahalle içerisinde, Merhum Dıra Ramazan’nın kapı önündeki cevizin dibinde semaverde çay içmek, Gada Ali’nin Konağı önünde geçmek, Adem Ersaran’ın yetiştirdiği büyükbaşlardan kurbanlık almak, Halil Arıkçı’nın keçilerinin sütünden yapılan peyniri tatmak, Duran Kebeli, Veli Ersaran, Mürşit Kebeli, Vakkas Görgen, Hasan Özbek gibi mahallenin ileri gelenleri ile sohbet etmek ayrı bir güzeldir. 

Mahallenin muhtarı Celal Arıkçı ile geçen hafta görüşüp istasyonun karşısındaki kahvede çayını içmiştik. Gölbaşı’nda ikamet edenler bilir. Demiryolu her ne kadar ilçenin var olma sebebi olsa da demiryolu üzerinde geçerken birçok kişinin canı yandı. Bazen düğün konvoyu, bazen yaşlı bir kadın, bazen meraklı bir genç tren kazasının kurbanı oldu. Genelde dikkatsizlik sebebiyle meydana gelen kazalar her zaman vardı umarım alınan ve alınacak yeni tedbirlerle bundan sonra en azından sayısı azalır. Evet görselde de göreceğiniz gibi geçen sene demir yolu etrafında demir çitler çekildi ve Cumhuriyet Mahallesi ile Kurugeçit Mahallesi’ni birbirine bağlayan Alt Geçit inşa edildi. Alt geçit içine girdiğimizde engelli ve yaşlı vatandaşlarımız için asansörde bulunması ayrıca güzel. Ama işçilik derseniz klasik bizim ülkeye has müteahhit işi, ben bu kadar söyleyeyim gerisini siz anlayın. 

Birde alt geçidin inşası sırasında, geçidin kuzey kesimde su kaynağı çıkmış. Celal Muhtar “ su kaynağını borularla mahalle içerisindeki arazilerin sulanması için ricada bulunduk ancak, su akarının tam ters yönünde elektrikli pompa kullanılarak drenaj kanalında boşa akıtılıyor” diye ifade etmişti. Şaşırdım mı? Yok dedim ya, klasik mühendislerimiz, müteahhitlerimiz, yöneticilerimiz, her şeyin en iyisini kendileri bilir edası maalesef her yerde var. Bu mevzuda çok su götürür, başka bir yazıda başka bir zaman bu konuyu enine boyuna ele alırız. Her ne olursa olsun yapılan iş yapılmıştır, eksiği gediği ne olursa olsun mahalle halkının ilçe merkezine rahat ve güvenli bir şekilde ulaşımını sağlamasına vesile olan her işçiye, her yöneticiye bir Gölbaşı’lı olarak teşekkür ederim.

Bu anlattıklarımız Kurugeçit Mahalle halkının yaya olarak demiryolu ile günlük mücadelesi en sonunda tatlıya bağlanması bizi mutlu etti. Ancak yayaların yanında bir de arabaların mücadelesi bulunmakta. Demiryolu istasyonunun hem batı hem doğu tarafı olmak üzere araçların raylar üzerinde geçiş yolu bulunmakta. Demiryolu çalışanlarına göre batı tarafındaki geçiş yönetmeliklere göre yasal, doğu tarafındaki geçiş kaçak. Batı tarafında halkın uzun mücadelesi sonucunda ışıklı bariyer takıldı. Hiç olmamasından iyide olsa geçici bir çözüm yolu. Çünkü bu bölgedeki yol hem dar, hem de trafik yoğunluğu şehirler arası yoldan sonra en yoğun trafik sıkışıklığına sahip.

Bir tarafta 550-600 hane mahalle halkı, bir tarafta gölün etrafındaki mesire alanı, Göksu çayı ve tarihi Altınlı Köprü için gelen piknikçilerin yoğunluğu diğer tarafta Savran, Çataltepe köylerinin tarım arazisi derken günlük ortalama 1500-2000 aracın kullandığı bir yol haline gelmiş durumda. Bu sayı havaların güzel olduğu bahar aylarında özellikle Cumartesi, Pazar günlerinde 5000 aracın üstüne çıkmaktadır. Yoğunluk hafta içinde ise genellikle akşamüzeri sıcaktan bunalmış halkın nefes almak için çıktığı zamanlarda en üst seviyeye ulaşmaktadır.

Bu yoğunluğun en büyük nedeni Guraba Cami-Kurugeçit Cami arası ile Kurugeçit Cami-Mezarlık arası mevcut cadde genişliğinin dar olması ve Demiryolu üzerindeki hemzenin geçişten kaynaklanmaktadır. Bu bölgede trafiği rahatlatmanın en güzel yolu demiryolu üzerine yapılacak olan araç üst geçididir. Projeyi yerel yönetimler mi yapacak, demiryolu mu yapacak o büyük bir muamma, ancak gerek altgeçit inşası gerek ise bahse konu olan hemzenin geçiş üzerindeki ışıklı bariyerin yapılmasından önce mahalle halkının tepkisi Demiryolu yöneticilerini harekete geçirerek yapımını hızlandırmıştır.

Demek ki, istenince oluyormuş. Ama bunca kaza meydana gelmesi mi gerekiyordur? Şimdi de işin lamı cimine bakmadan araçlar için bu alanda üst geçit yapılması, artan trafik yoğunluğunu rahatlatarak olası trafik ve tren kazalarını önlemesinin yanında mahalle halkını gündelik hayatını kolaylaştıracaktır. 

Kurugeçit Mahallesi ile Yeni Mahalleyi birbirine bağlayan, demiryolunun doğu tarafındaki hemzenin geçişi, mezarlık önündeki köprü ve gölün karşısındaki mesire alanlarına dair problemleri diğer hafta yazmak üzere hepinizi saygıyla selamlıyorum.